annem ve ben

annem ve ben

20 Kasım 2010 Cumartesi

İÇİM ACIYOR ** hastahanedeyiz***

20-21 22 EKIM


insanın kendini unutması böyle bişey sanırım. Acı içene işliyor, kalbinde garip bir agrı bir agırlık hissi var.
bu hafta oglum hasta ve biz iki geceyi hastahanede geçirdik. Çok zor bir haftaydı babası ve benim için.

Resim yazısı ekle
 hep güçlü olmaya çalışmak dik durmak omuzlarımı , bedenimi en çok ruhumu agrıttı. Aslında haftaya sadece burun akıntısı ile başlamıştık. Küçük bir soguk algınlıgı diye düşünürken Salı gecesi sabaha kadar sürekli oglum aglayınca anladık ki bir şeyler ters gidiyor… Sabah babanneye bırakıp işe geldik ama biliyorum sorun var.babaannesi '' bir doktora gösterelim '' dediğinde korku sardı içimi. Koşarak gittik gözleri baygın bize bakıyor.muayne sonucu acile indirildik nefes almakta zorluk cekiyordu kucuk oğlum. Hemen oksijen ve ilaç tedavisi dediler. Evet bitecek herşey normale donecek diye bekledik ama dönmedi. Yatırdılar bizi koca iki gece hastanede.Carsamba öğlen girdik Cuma öğlene kadar. Zor saatlerdi benım için. Ama en zor olanı kan alma damar bulma mevzuu. O agladı ben agladım. Kulaklarımda çığlıkları halen duyuyorum. Çırpınışını ve kurtulamamasını.En acısı ise kurtulmasın ,bu acıyı çeksin diye çıglıklara kulak kapatıp ben tutuyordum.
Üçünüde de bulunamayınca gönderdim hemşireleri artık istemiyoruz çıkın dedim. Ama içimde hep bir
şüphe. Bu kanı almalı neler oldugunu öğrenmeliyiz biliyorum ama artık içim aciyor ve buna dayanacak
gücüm kalmıyordu. Uzman oldugunu idda eden biri girdi odaya izin verirsem oda denyecekmiş kan almayı…
verdim denedi. Yina acı yıne çıglıklar çok sükür kan alabildik ama damar yolundan ilaç veremedik yine tıkandı yollar…Artık kararlıyım , biliyorum birdaha damar yolundan asla bişiler yaptırmayacagım. İzin vermedim artık bu acıya ama çok geç kalınmış oglum artık çıglıklarına ve aglamasına hakım olmaz duruma gelmişti.Sonuçlarımız geldi. Birçok mikrop oglumun solunum yoluna yerlemiş. Bogulacak gibi öksürük
 yapıyor nefes almasını engelliyor. Akut bronşiolit hastalıgın adı. Bacaktan vurulan iğneler, agızdan verilen ilaçlar ve üç satte bir yapılan oksijen tedavisi ile acilarımız hafifledi. Evdeyiz artık her üç satte bir babası ile birlikte oksijen tedavisini evde yapıyoruz. Oksürük azaldı hefes almalarımız normale döndü ama korkularımız baki kaldı.
Kolundaki yada bacagındakı patlamış damar morluklarını gördükçe çıglık çıglıga ağlıyor oglum. Benımde
içimitari fi imkansız bir acı kaplıyor. Eli kolu baglı kalmak önünde acı çekerken çaresiz kalmak bu sanırım.
Umarım sondur ve birdaha yaşamayız bu acıları…..

herşey bukadar karamsar değildi tabi. Ziyaretçilerimizde vardı.
ilk gece haya(hala)'mız geldi oynadı onunla ogluşum…
Ece ve Ege 'cigin annesi annesi Tugbamız geldi bizi ziyarete süper bir hediye ile ertesi sabah.…



Sonra Elül'ün(Eylül) annesi Bucu (Burcu)'cum geldi oda süper bir hediye ile oğlum çığlık çığlıga
sevinç içinde hediyeyi görünce .Nasıl çığlık atmasın en sevdiği şey geldi bir tır ve içi dolu araba:)

arkasından Akan(hakan ) ağbim ve Sehber'cim geldi bu karşılma dahada çığlıklı ve sevinç dolu oldu.
Sehber'in elindeki ucan balonları görünce havada zıplayıp çıglıklar atmaya başladı yavru kusum.

Sonrada amcamız geldi görmeye oğlusumu:) beraketli ve hareketli hastane günleri oldu bizim için.

hergün günde birkaç defa teyde (teyze)miz aradı, nannane(annemiz), dadı (dayımız) aradı:)

Anur(Aynur)cum aradı kucuk kuzumu:)
hastahanede bizi arayan, soran , gelen ve hep yanımızda olan herkeze çok teşekkür ederiz.

insan hayatta ailesi , dostları kadar var. Onlar varsa hayat var ve güzel…
Resim yazısı ekle